26 Aralık 2011 Pazartesi
The Revelation of the Pyramids
"Manyetik kutup, gezegenimizde ki sabit bir noktada değildir. Yılda yaklaşık 40 km. yer değiştirir. Bugün modern teknoloji sayesinde bu titreşimin arttığını biliyoruz. Bu çok rahatsız edici... Antik kentlerin oluşturduğu çizgi, manyetik kutba dikkatimizi çekmek için yerleştirilmiş olabilir mi ? Manyetik kutup istikrarlı değildir. Kendini bir çok kez tersine döndürmüştür. Bilimadamları 100 civarında kutuplaşma çeşidi kaydetmiştir ve bunun güneş işe bağlantılı olabileceğini düşünüyorlar... İklimimiz hızla değişiyor ve manyetik kutbun yer değiştirmesi hızlanıyor. Sonuçların ne olacağını bilemeyiz. Dünyanın etrafında ki atmosferi yaratan manyetik alan, bizi uzaydan gelen radyasyonlardan korur. Eğer yok olursa gezegenimiz yanar. Ateşle gelen yıkım... Tıpkı geçmiştekilerin söyledikleri gibi.. Modern bilimle eskilerin kehanetleri örtüşüyor. Büyük Giza Piramidinin bizim için önemli mesajları olabilir... "
Kulaklarımıza tatlı, keyifli, farklı nameler bırakarak bir kuş misali uçtu bugün Cesaria Evora. Onu yeni yuvasına, güzel sesi ve müziği ile uğurluyoruz...Işıklar içinde ol daima ..
27 Kasım 2011 Pazar
Gülümsemek...
Gülümsemek...
Kendiliğinden verilmedikçe hiç kimsenin işine yaramayan bir şeydir ..satın da alamazsın .. rica minnetle de elde edemezsin... ayrıca çalmak da mümkün değildir ...An'ı yaşayarak aydınlanmaktır.. D.Y
Kendiliğinden verilmedikçe hiç kimsenin işine yaramayan bir şeydir ..satın da alamazsın .. rica minnetle de elde edemezsin... ayrıca çalmak da mümkün değildir ...An'ı yaşayarak aydınlanmaktır.. D.Y
22 Kasım 2011 Salı
Bakış Açısı: dalga geçildiğinizin farkındamısınız ?
Bakış Açısı: dalga geçildiğinizin farkındamısınız ?: Charles Saatchi " contemporain sanatta " bugün en önemli bir isimdir. İsminden de anlaşılacağı gibi Irak'lı bir musevi aileden geliyor. Gü...
Okumak Lazım ...
İLERİ DOĞRU ATILAN YİRMİ ADIM - Jorge Bucay
"Antik Yunanlılar kızmanın kolay olduğunu, ama doğru zamanda doğru kişiye ve doğru miktarda kızmanın bilgelik olduğunu söylerdi. Günümüzdeyse sürekli huysuzluklarıyla yaşamı dar eden, kendi var oluşlarına duydukları öfkeyi taşıyarak dolaşan ve kendi acıklılıklarına suç ortağı arayan insanlardan etkilenmeden ve bizi de yakmalarına izin vermeden aralarından sıyrılmak bilgelik gerektiriyor olabilir."
"Antik Yunanlılar kızmanın kolay olduğunu, ama doğru zamanda doğru kişiye ve doğru miktarda kızmanın bilgelik olduğunu söylerdi. Günümüzdeyse sürekli huysuzluklarıyla yaşamı dar eden, kendi var oluşlarına duydukları öfkeyi taşıyarak dolaşan ve kendi acıklılıklarına suç ortağı arayan insanlardan etkilenmeden ve bizi de yakmalarına izin vermeden aralarından sıyrılmak bilgelik gerektiriyor olabilir."
Rezonans Kanunu - Pierre Franchk
REZONANS KANUNU isimli kitabın yazarı Pierre Franchk. Elips yanınevi tarafından 2010 yılında basılmış. Çevirisi Sema Ersin tarafından yapılmış.
Kalbin elektrik akımı (EKG), beyinde oluşan elektrik akımından (EEG) altmış kez daha kuvvetlidir.
Kalbin manyetik alanı ise beyninkinden beş bin kez daha kuvvetlidir.
Demek ki kalbimizle, beynimizle yaydığımızdan çok daha fazla enerji yayıyoruz. Peki bunu bilmek, bizim için neden bu kadar önemli? Çok basit, çünkü bu sayede, bazı dileklerimiz hemen gerçekleşirken, bazılarının gösterdiğimiz tüm çabalara rağmen neden bir türlü tezahür etmediğini anlıyoruz.
İsteğimizin gerçekleşeceğine gerçekten inanmadan olumlama (imgeleme) yaparsak ya da bir şeylerin hayalini kurarsak, sadece beynimiz elektromanyetik dalgalar yayarken, duygularımızın gerçek merkezi olan kalbimiz beş bin kat daha büyük bir kuvvetle, genellikle tereddüt ve korku olan asıl inancımızı dünyaya yayar. Bunun sonucu apaçık ortadadır; hayatımızda sadece kalbimizin derinliklerinde gerçekleşeceğine inandığımız şey gerçekleşecektir.
İnançlarımızı duygularımızla desteklediğimiz zaman yaydığımız enerji çok daha büyük olur. Ama üzgün, depresif ya da bitkinsek, istediğimiz şeyi dileyebiliriz, bu durumda kalbimizden yaydığımız hüzünlü duygular, mantığımızdan gelen isteklerden her zaman daha güçlü olacaktır. Peygamberle, günümüzün ve geçmişin dünyaca ünlü alimleri ve bilgeleri ısrarla “Kalp gözüyle görmeyi” öğrenmemizi söylerler.
Kalbimizle Dünyayı Değiştirebiliriz.
Tüm bu anlatılanlar, sahip olduğumuz inançların evrene yollandığı ve Rezonans Kanununun esaslarına göre evrende kendileriyle aynı titreşimdeki enerjileri aradığı anlamına gelir.
Benzerler birbirini çeker. Bizim enerjimizle rezonans içinde olan her şey hayatımızda tahakkuk edecektir. Sözün özü; inandığımız her şey yaşamımızda gerçekleşecektir.
Kalbin elektrik akımı (EKG), beyinde oluşan elektrik akımından (EEG) altmış kez daha kuvvetlidir.
Kalbin manyetik alanı ise beyninkinden beş bin kez daha kuvvetlidir.
Demek ki kalbimizle, beynimizle yaydığımızdan çok daha fazla enerji yayıyoruz. Peki bunu bilmek, bizim için neden bu kadar önemli? Çok basit, çünkü bu sayede, bazı dileklerimiz hemen gerçekleşirken, bazılarının gösterdiğimiz tüm çabalara rağmen neden bir türlü tezahür etmediğini anlıyoruz.
İsteğimizin gerçekleşeceğine gerçekten inanmadan olumlama (imgeleme) yaparsak ya da bir şeylerin hayalini kurarsak, sadece beynimiz elektromanyetik dalgalar yayarken, duygularımızın gerçek merkezi olan kalbimiz beş bin kat daha büyük bir kuvvetle, genellikle tereddüt ve korku olan asıl inancımızı dünyaya yayar. Bunun sonucu apaçık ortadadır; hayatımızda sadece kalbimizin derinliklerinde gerçekleşeceğine inandığımız şey gerçekleşecektir.
İnançlarımızı duygularımızla desteklediğimiz zaman yaydığımız enerji çok daha büyük olur. Ama üzgün, depresif ya da bitkinsek, istediğimiz şeyi dileyebiliriz, bu durumda kalbimizden yaydığımız hüzünlü duygular, mantığımızdan gelen isteklerden her zaman daha güçlü olacaktır. Peygamberle, günümüzün ve geçmişin dünyaca ünlü alimleri ve bilgeleri ısrarla “Kalp gözüyle görmeyi” öğrenmemizi söylerler.
Kalbimizle Dünyayı Değiştirebiliriz.
Tüm bu anlatılanlar, sahip olduğumuz inançların evrene yollandığı ve Rezonans Kanununun esaslarına göre evrende kendileriyle aynı titreşimdeki enerjileri aradığı anlamına gelir.
Benzerler birbirini çeker. Bizim enerjimizle rezonans içinde olan her şey hayatımızda tahakkuk edecektir. Sözün özü; inandığımız her şey yaşamımızda gerçekleşecektir.
21 Kasım 2011 Pazartesi
20 Kasım 2011 Pazar
Johann Wolfgang von Goethe ne güzel özetlemiş ..
Neyi bulmak istediğini bilmeden sürekli aramaya kalkma.
Hiçbir şey bulamazsın.
Ancak inanarak,bilerek ve kendini vererek aradığını bulabilirsin.
Unutma!
"Bal arısı çiçeğe konan tek böcek değildir;
fakat ondan bal çekmeyi bilen yalnız odur."
Hiçbir şey bulamazsın.
Ancak inanarak,bilerek ve kendini vererek aradığını bulabilirsin.
Unutma!
"Bal arısı çiçeğe konan tek böcek değildir;
fakat ondan bal çekmeyi bilen yalnız odur."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)